TÜBİTAK 3005 - SOSYAL VE BEŞERİ BİLİMLERDE YENİLİKÇİ ÇÖZÜMLER ARAŞTIRMA PROJELERİ DESTEKLEME PROGRAMI
1917 yılında Filistin bölgesinin İngiliz idaresine geçmesiyle birlikte bölgede görülen Yahudi göçlerindeki artış, demografik olarak bir değişmeye sahne olurken vakıflar kolonyal mekânsal pratiklerin bir aracı haline gelmişti. Nitekim önce 1948 ardından 1967 yılında İsrail’in bölgedeki işgal faaliyetlerini genişletmesi neticesinde imar yoluyla işgal pratikleri Yahudilerin son 75 yıla yayılan planlı bir mekânsal değişim ve üretim stratejisine sahne olmuştur. Yahudilerin işgal ettiği Filistin yerleşimleri üzerinde inşa ettiği köy, kasaba ve kentlerde pek çok vakıf mülkü güvenlik ve hukuki nedenler öne sürülerek gasp edilmiştir.
1517 yılında Osmanlı Devleti’nin Memlukler’den ilhakıyla idaresine aldığı Kudüs’ü konu edinen bu çalışma, şehrin 18. yüzyıldaki vakıfların tespiti ve bunların Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) aracılığıyla gösterilerek şehrin vakıf panoramasını ortaya koymayı amaçlamaktadır. 18. yüzyıl, genelde Filistin özelde ise Kudüs açısından 20. yüzyıl Filistin’inin sosyal ve siyasi tarihinde rol alan ve bunu günümüze kadar taşıyan ileri gelen ailelerin toplum üzerindeki nüfuzlarının geliştiği bir dönemdir. Bu gelişme onların aile vakıfları kurma deneyimlerindeki artışla sonuçlanmıştır.
Çalışmanın temel amacı vakıfların şehir yerleşimindeki dağılımını tespit etmek ve bunu Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) aracılığıyla göstermektir. Kudüs’ün bu hususta seçilmesinin nedeni gerek vakıf yönünden zengin gerekse 18. yüzyılda başlayan mülkiyet sorunlarının 19. yüzyıl sonlarında başlayarak 20. yüzyıla taşınmasına neden olmasıdır. Burada vakıf mülkler hususen öne çıkmaktadır. Nitekim 18. yüzyılın sonundan itibaren Kudüs’te vakıf mülklerin huluvv ve benzeri vakıf işletim usulleri yoluyla parçalandığını ve ferdi mülkiyete geçirildiğine şahit olmaktayız. Bu durum 19. yüzyılın ilerleyen dönemlerinde artarken yüzyılın sonlarında bölgeye göç etmeye başlayan Yahudilerin söz konusu mülkleri satın almak için gayret sarf etmelerine neden olmuştur. 20. yüzyılda komisyoncular aracılığıyla İngilizler eliyle Yahudilerin bu hususta bazı kazanımlar elde ettiği görülmektedir.
Çalışmada ele alınacak olan vakıflar, vakıf kurucuları, akarları, lehtarları ve son şartlarına göre tasnif edilerek CBS üzerinde konumlandırılacaktır. Bu konumlandırma Kudüs eki şehrinin 18. yüzyıldaki vakıf morfolojisini ortaya koyacaktır. Böylece Müslümanların sahip oldukları vakıf mülklerin verisini elde etme imkânı sağlayacaktır. Bu veriler vakıfların şehrin odak merkezlerine göre konumlarını, akarların çeşitliliğini, Kudüslü aileler göre vakıf mülklerin durumunu ve mahallelere göre yoğunluğunu gösterecektir. Neticede vakıfların konumlandırılmasından sonra şehir mekânlarındaki biçimlenişinin bilgisi elde edilebilecek, vakıf kurucularının ve onların ailelerinin mülki servet analizine de imkan verecektir.
Çalışmanın en temel kaynakları Kudüs Şer’iyye Sicilleri olup bu kaynaklar Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivi ve Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi ile desteklenecektir. Osmanlı merkezi arşivinde özellikle Mühimme Defterleri ve Şam-ı Şerif Ahkâm Defterleri bu minvalde vakıf sorunlarını ihtiva eden pek çok malzeme barındırmaktadır.
Kudüs mahkemesinin görevleri arasında bu dönemde Osmanlı mahkemelerinin çalışma usulleri çerçevesinde mülkiyetin ve vakıfların tescil edilmesi de yer almaktaydı. Günümüze kadar ulaşan Kudüs Şer’iyye Sicillerinde inceleyeceğimiz döneme ait defterlerin çoğunluğu İstanbul’da İSAM Kütüphanesinde mevcuttur. Arşivin tamamının orijinalleri Mescid’i Aksa’da olup; dijital nüshaları Amman ve Kudüs’te çeşitli üniversite kütüphaneleri ile Filistin Vakıflar Bakanlığına ait arşivde muhafaza edilmektedir. Kudüs Şer’iyye Sicilleri vakıfların tescilinin takip edilebileceği tarihi süreklilik arz etmektedir. Böylece tespit edilen vakıflar farklı veri setleriyle Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) aracılığıyla farklı haritalar üzerinde gösterilecektir. Neticede vakfiyelerden elde edilecek öznitelik bilgileri sayesinde günümüzde Filistin meselesinin en temel sorunlarından birisi olan vakıf hukukundan kaynaklanan problemlere dair bir sonuç elde edilecektir. Oluşturulacak dijital haritalar İsrail’in güvenlik ve yasal nedenleri öne sürerek son 75 yıla yayılan işgallerine dair vakıf mülkleri açısından bilimsel sonuç elde edilmesini sağlayacaktır.